Yüksek tansiyon bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de çok sık görülen ve sağlığı tehdit eden bir durum. Kontrol altına alınmadığı takdirde kısa dönemde beyin kanaması ve felçlere, uzun dönemde ise vücudun farklı damarlarında tıkanmalara neden olabiliyor. Çalışmalar, Türkiye’de 18-75 yaşa arasında her üç kişinin birinde yüksek tansiyon olduğunu gösteriyor. Bu hastaların da hepsi tansiyonlarının yüksek olduğunu farkında değil. Bu nedenle maalesef hasta olduğu halde sadece bir kısmı tedavi alıyor.
Tansiyon neden yükselir?Yüksek tansiyonun nedeni hastaların %85-90’nında belli değil. Geriye kalan %10’luk grupta ise tansiyonun yükselmesine neden olan bir takım hastalıklar var. Bunların başında böbrek damarlarının hastalıkları geliyor. Böbrekler vücudumuzda tansiyonun ayarlanması için özel görevlere sahip. Böbrek damarında bir daralma olduğu zaman böbreğe daha az kan gidiyor ve böbrek bunu vücutta su azalması olarak tanımlıyor ve bir takım hormonlar ve maddeleri kana salıyor. Bu hormonlar vücutta su ve tuz tutuyor ve kan hacmi artmış oluyor. Böbreklere kanın az gitmesi sonucunda farklı bir mekanizma da devreye giriyor ve kan damarları büzüşmeye başlıyor. Bu tepkimelerin sonucunda tansiyon yükselmeye başlıyor. Böbrek damarlarındaki bu daralmaların en sık görülen nedenleri arasında damar sertliği ve özellikle kadınlarda daha sık görülen fibromusküler displazi olarak tanımlanan damarların daraldığı özel bir hastalık yer alıyor. Renovasküler yani böbrek damarlarına bağlı yüksek tansiyon; erken tanımlanıp, altta yatan durum düzeltildiğinde normale dönme şansını veriyor.
Özellikle çocuklarda ve gençlerde ortaya çıkan yüksek tansiyonda böbrekler kontrol edilir. Ancak erişkinlerde de tansiyon yüksekliği zaman içinde böbrek damarlarında daralmaya yol açarak şekil değiştirebilir ve tansiyon böbreğe bağlı kötüleşebilir, hatta böbrek yetmezliğine neden olabilir. Maalesef, yüksek tansiyon tanısı konan ve tedavisini başlayan hastalar sıklıkla bir daha doktora gitme ihtiyacı duymazlar ve aynı ilaca devam ederler. Bazı hastalar tekrar tansiyon ölçtürme ihtiyacı bile duymazlar. Oysa tansiyon yüksekliği yakın takip gerektirir. Otuz yaşın altında atmış yaşın üzerindeki hastalarda küçük tansiyon ani olarak yükseldiyse, yeni tanı konmuş hastada tansiyon 6 ay içinde daha da kontrolsüz hale geldiyse ve tedaviye cevap alınamaz halde böbrek fonksiyonları bozulduysa mutlaka bir hekime başvurarak, böbrek değerlendirilmesinin yapılması önerilir.